Ceremonial robes

Çürümüş donuk kalbinde bu toprakların Gözleri gördüm. Herkes sesiyle vardı Ve duruşuyla gövdesinin. Bir insanı en iyi sevişirken tanırız. Kalbimizi birlikte çürütürken. Ağırlaşan gövdemiz Gece uyandırır. Mezar gibidir avlulu evler. Çocukluk bir uykudur. Uzun sürer. Ve dokunmak için bir arzu Bir arzu sürükler bizi ölüme. Ben kendimi sınadım her gövdede Ben kendimi bıraktım her şehirde […]

Every woman knows her own tree

Sana geldiğimde Kanatlarımı, Siyah taşlarla örülmüş O ıssız şehrin üzerinde açacak, Bulduğum bir ağacın dallarına tüneyecek Ve acıyla bağıracaktım. Her kadın kendi ağacını tanır. Uçtum o gece. Karanlığın girmeye korktuğu şehri geçtim. Gölge olmayınca ruh yalnızdı. Uludum.

Succour

Seni medet bildim ben Nedenini sorma sadece yardım et Peçetedeki şarap lekesi gibi dağılmışım Ama hep koyu kırmızıyım kıvamlı, buruk, ıslak Kaldırım taşına fırlatılan bilyeler gibi dağılmışım renkli, çocuksu, parlak Saha ara düşen eski aile fotoğrafları gibi dağılmışım asil, eski ve biraz ağlak Çanta gibi toparlanamıyor kalp dediğin Oda gibi düzenlenemiyor zihin O yüzden diyeceğim […]

White Trash

Más extraña que bus en la avenida voy a pie por la acera de Le Jeune, holgazana de todo y de ningún trabajo. Tengo libros y una herida. Más derecha que metro en la salida serpenteo los autos, como atún en profundos océanos. Algún hombre sucio saluda. ¡Bienvenida! Más ardilla que tren en el andén […]

Ms Trolley Recalls Countries

Entonces, para no hacer largo el cuento me dijeron su caso está aprobado aunque es caso pendiente, delicado. Y salí más tranquila, pero lento. Desde cama/sofá, con desaliento, recordé las ciudades donde he estado, Mozambique, París, Tokio, Belgrado. Solo en mapa y en sueños, no te miento Mi caso era un mal caso porque yo […]

The graves of children

Öldük işte. Kaydık karanlıktan. Kayın ağaçları da gördü, Ufak taşlar da. Gece ve yıldızlar geçti üzerimizden. Gömüldük yol kıyısına.

The Language of Gestures

სიმღერამ რეფრენი გაშალა და ცას მიაშურა მე მარტო დავრჩი, ისიც კი აღარ მყავს – ახალშებურტყლული, ყვითელღინღლიანი – „ლალა ლალალა“. ჰაერის პლასტელინს ვგორგლავ და ვაბრტყელებ და სიტყვებს ვძერწავ, აქამდეც დიდად არ გესმოდა გაიგებ ვერც ამ ხელებით ცეკვის ფარულ მიზეზებს. რკინის კოღოებს ვიგერიებ და ჰაერის ამ უხეშ ჯაგნარს ნაიარევი ხელებით ვგლეჯ – ადრე სიმღერის ერთი ფრაზაც რომ […]

A bit of a life

  مِن المُحتَمَل.. أنني قد راقبت يومًا سقوطَ الشمسِ.. و تلقَّيت الذهبَ المتناثرَ منها فوق راحتيّ البحر، و أطبقت ضلوعي على بقايا الدفءِ الهارب، و فتَّشتُ عن الودعِ بدأب.. في كومات الرمل و ذرعت المدينة.. جيئة و ذهابًا، تسكَّعت على المقاهي العتيقة و احتسيت زجاجات البيرة، التقيت أصدقاء و زوارًا، و جالست أدباءا و ثوارًا، […]

The Language of my Parents

לאמי יש סדק בלב השפה, כמו מטפחת ראש מחסה את שרשיה. לאבי יש שפה מזנחת כמו תינוק שנשכח באהל בן גוריוני, כמו פריפריה שכוחת אל. מהריסות שפת הוריי אבנה בית לילדיי: אין אמצע ללא ראשית.  

We are the Iraqis

الجنود الامیركان في الھلیكوبتر یرمون المناشیر بسواعد موشومة على نسائنا النائمات فوق السطوح نحن العراقیین ً على الفطور تضع أمھاتنا لنا الطائفیة في الصحون، نأكل منھا حتى نبلغ یومیا أفواھنا نحن العراقیین نصنع أبواب بیوتنا من الحدید لنصدأ خلفھا نحن العراقیین نطلق النار عندما یموت أحدنا حتى نقتل الآخر نحن العراقیین ُعارك الدیكة ونمسح دماءنا […]