Camaşır İpleri
Yarın yeni değil
Bir bitmeyen bugünde
asılı hayat
Soluk mavi mandallarla
tutturulmuş umudum
Pas izi kalmasın diye
habire omuz başlarıma bakıyorum
Güneşe asılmış çamaşırlar
gibi olmayı isterdim
ak pak mis ferah
rüzgârla oynaşmayı
Ama bazen yaptığından utandırıyorlar
Havada kalınca uzattığın el
boşluk kanatıyor avucumu
İsa’nın yaraları da çividen değil
ihanetten, anlıyor oluyorum
Yine de bırakıyorum kendimi
bir kez daha tesadüfe
güzele şaşırmaya
Lavanta değil beyaz sabun kokuyorum
gecenin sabahında